İnsanları birbirlerine karşı da düşmanlaştırıyor. Eğer işgal uzarsa korkarım ki kalıcı ve uzun süre devam edecek bir iç savaşa, doğru gidebilir.

İsmail DAYE
Savaşın yıkıcı etkisi kendisini her alanda hissettiriyor. Savaşın birinci günü sokakta gülen insanlara rastlamıştım. Şimdi koca şehirde tek bir gülen yüze rastlamadım. Herkes oldukça gergin. Bir an önce sokaktaki işini bitirip evine dönme telaşında. Çevremden de yakinen biliyorum, artık insanlar gülen insana dayanamıyorlar.
Ülkeyi boydan boya ortasından ikiye bölen Dinyeper nehri üzerine kurulu Zaporojya’nın en büyük alışveriş mağazalarından birisi olan ve şehrin tam merkezinde eski adı ile Lenin Caddesi üzerindeki mağaza kapalıydı. Yine aynı cadde üzerinde büyük bir kitapçı vardı. Özellikle o kitapçıya uğramak ve birkaç gün öncesinde çevremdeki insanların da teşviki ile Ukraynaca öğrenmeye karar verdiğim için Ukraynaca alfabe kitabı almak istedim. Kitapçının yerinde yeller esiyordu.
RUSÇA KONUŞMAKTAN ÇEKİNİYORLAR
Benim bulunduğum bölge Rus dil ve kültürünün çok etkin olduğu bir nokta. Buna rağmen çevremdeki insanlarda artık ana dilleri Rusça olanlar bile artık Rusça konuşmaktan, kullanmaktan kaçınmaya başladılar. Ben de kendi kendime iyi kötü kendimi ifade edecek kadar öğrendiğim Rusçaya ek olarak Ukraynacayı da öğrenmeye karar verdim. Buraları saran milliyetçilik dalgası herkesi, her şeyi etkiliyor.
Zaporojya’nın Kritinirak denilen ve en büyük halk pazarı olarak bilinen pazarını gezdim. Çoğu alış veriş reyonu kapalıydı. Özellikle gıda ve zeytin yağı satan büyük dükkânlar kapalıydı. Belki savaş sonrasında doların ne olacağını bilmedikleri için satışlarını durdurdular.
HERKES HERKESTEN KUŞKULANIYOR
İşgalden birkaç gün sonra neredeyse insanlarla konuşmanın artık mümkün olmadığını, fotoğraf falan çekmenin de artık çok tehlikeli ve zor olduğunu anlamıştım. Yaşadığım köyde banka kuyruğunda bekleyen kalabalığı uzaktan fotoğraflamak istedim. Sonrasında o kuyrukta olanlar çok tedirgin olup hatta beni takibe aldılar ve birisi de doğrudan müdahale etti. Sonrasında bu fotoğraf çekme durumunu polise yansımadan aramızda halletmiştik.
İnsanlar olağanüstü tedirgin ve çok duyarlılar. Öküzün altında buzağı aramak misali işte. Her şeyden kuşkulanır, pirelenir oldular. Belki benim bile burada neden kaldığıma kuşku ile bakılıyorlar. Kim bilir? Çünkü benim bildiğim benden başka Zaporojya’da hiçbir Türk kalmadı. En son genç Türk arkadaşım bir hafta önce Polonya üzerinden Almanya ya geçti.
İÇ SAVAŞA SÜRÜKLENEBİLİR
İşgal, savaş sadece fiziki olarak binaları, çocukları, insanları yok etmiyor. Aynı zamanda beyinleri de uçuruyor. Kimin dost kimin düşman olduğu karışır oluyor. Üstelik buradaki insanların çocuğunun ya annesinin ya da babasının Rus olduğunu düşünürseniz bu durum daha bir karmaşık hale geliyor. Umarım bu işgal hareketi bir an önce biter. Eğer uzar ise korkarım ki burası çok kalıcı ve uzun süre devam edecek bir iç savaşa, çekişmeye doğru bile gidebilir. Şimdiden birbirlerini hainlikle suçlayan epey bir insan var zaten. Umarım barış ve kardeşlik yeniden topluma egemen olur da yine yüzler güler ve toplum eski haline gelir. O da nasıl olacak meçhul!
Video haberler için YouTube kanalımıza abone olun